“Dünya Temiz Olmayı Öğrendi” – Eskişehir Çevre Koruma ve Geliştirme Derneği Başkanı Sadık Yurtman ile söyleşi

Covid19 salgını ile mücadelenin çevre ve temizlik boyutu olduğunu da öğrendik, tüm dünyalılar olarak. Bu öğretiye inat kar amaçlı doğa / çevre katliamları da fırsatçılık ürünü olarak devem ediyor. Böyle bir gerçeklik içindeyken çevreciler konuşmalıydı. Bu söyleşinin konuğu Eskişehir Çevre Koruma ve Geliştirme Derneği (Esçevder) Başkanı Sadık Yurtman. Aşağıda Yaşam Bellek Özgürlük’ün sorularını ve Yurtman’ın yanıtlarını bulacaksınız.

1. Sadık Yurtman kendisini ve “Eskişehir Çevre Koruma ve Geliştirme Derneği’ni (Esçevder) biraz tanıtabilir mi?


1956 yılında Eskişehir ‘de doğdum, 41 yıllık serbest çalışan makine mühendisiyim. Kendi şirketimde çalışıyorum.
Eskişehir Çevre Koruma ve Geliştirme Derneği 27 yılı geride bırakmış çevreyi korumayı ilke edinmiş sivil toplum örgütüdür. Her şeyi gönüllülük esasına göre yürütüyoruz, üyelerimiz ve çevre dostları gönüllülük esasına göre katkı sağlıyor. Maddi çıkar sağlama kesinlikle yoktur.

2. Salgın günlerinde zaman nasıl geçiriyorsunuz?Ne işler yapıyorsunuz?

Salgın günlerinde zamanımı kendi şirket işlerimi, dernek işlerini yaparak ve Kaymaz‘da siyanürlü atık havuzu depolama tesisi yapılmaması için uğraş vererek geçiriyorum. Bunun yanında kriz sonunda neler yapılabilir gibi konulara kafa yoruyorum.

3. Esçevder yönetim kurulu salgın günlerinde toplanabiliyor mu? Salgın öncesi gibi toplantılar yapamıyorsanız, bu dönemde karar alma mekanizmalarınız nasıl işliyor?

Esçevder Yönetim Kurulu 15 Mart’tan sonraki toplantılarını telekonferans ile yapıyor. Net üzerinden haberleşerek veya telefon ile görüşerek gerekli kararları alabiliyoruz. Üst örgütümüz TÜRÇEP (Türkiye Çevre Platformu) ile her hafta internet üzerinden en az bir saatlik görüntülü toplantı yaparak Türkiye‘yi konuşuyoruz.

4. Üyeleriniz arasında Covid 19 pozitif tanısı konan var mı? Üyelerinizle dönemsel olarak ilişkilerinizi nasıl sürdürüyorsunuz?

Üyelerimiz arasında virüs tanısı konan yoktur. Hatta TURÇEP üyelerinde de virüse yakalanan yoktur. Üyelerimiz ile ilişkilerimizi WhatsApp ve sosyal medya vasıtasıyla sürdürüyoruz.

5. Eskişehir’de salgınla ilgili gelişmeleri izleyebiliyor musunuz? İzleyebildiğiniz kadarıyla bir değerlendirme yapabilir misiniz?

Eskişehir‘de salgın ile ilgili gelişmeleri medya ve doktor arkadaşlarımız anlatımlarından takip edebiliyorum. Değerlendirmeye gelince Mayıs sonuna kadar vaka sayılarında azalma görülecek gibi gözükse de bir süre sonra bu virüsle yaşamayı ve hayatımız boyunca sürekli tedbirli olmayı öğreneceğiz.

6. Eskişehir özelinde kâr amacıyla halk sağlığını tehdit eden işler devam ediyor mu? Kim, hangi şirket, nerede, ne iş yapıyor?

Şehrimizde Kaymaz‘da altın arama devam ederken yeni siyanürlü atık havuzu yapma çalışmaları hız kazanmıştır. Bununla birlikte CED gerekli değildir kararlarıyla birçok yerde yağma devam etmektedir.

7. Döneme özel yeni çevre sorunları oluştu mu? Salgın günlerinin sınırlayıcılığı nedeniyle mücadele yöntemlerinizde bir değişiklik oldu mu?

Salgınla birlikte yeni çevre sorunları da oluştu. Atık maske ve eldivenler çevreyi kirletmekte ve virüsün yayılma hızını arttırmaktadır. Bununla ilgili uyarılarımızı yetkililer yeni yeni dikkate almakta ve uygulamakta. Mücadele yöntemlerimizde sınırlar oluştu. Şehir dışı yasakları nedeniyle olayları yerinde, toplu halde inceleme, çevre dostlarıyla bir araya gelip fikir alışverişinde bulunma imkânları kalmadı.

8. Eskişehir Büyükşehir ve Odunpazarı Belediyelerinin Aşevleri hesapları bloke edildi. Gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Resmî kurumların döneme ilişkin hizmetlerini yeterli buluyor musunuz?

Büyükşehir’in aşevi uzun yıllardır devam eden bir uygulamadır. Odunpazarı Aşevi de yoksullara hizmet eden bir uygulama idi. Bunların hesaplarına bloke konulmasını çok çirkin bir davranış olarak nitelendiriyorum. Korona bahanesiyle bunun engellenmesi nasıl açıklanır bilemiyorum.

9. Covid19 salgını ile mücadelede Türkiye’nin genel durumu hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Covid19 ile mücadelede maske olayı ve sokağa çıkma yasağı fiyasko ile sonuçlandı. Bunun yanında Kaz Dağları, Salda, Kanal İstanbul gibi projeler devam ediyor. Bunlara çok üzülüyorum.

10. Salgın sonrası günlerde dünya ve ülkemiz açısından çevre anlayışı ve mücadelelerinde bir değişim beklenebilir mi?

Salgın sonrası Türkiye ve dünya aynı olmayacaktır. Sorun küresel, çözüm ulusaldır. Türkiye ve dünyanın havası olması gereken duruma geliyor, yani temizleniyor. Tüm dünya temiz olmayı öğrendi. Ama değişim olup olmayacağını bekleyip göreceğiz. Böyle bir olanak varken gelecek için bazı önerilerde bulunabilirim. Ülkenin dört bir yanında krizin de durduramadığı orman alanlarının hunharca tahribine, hangi nedenle olursa olsun derhal son verilmelidir. Toprağı ve suyu kullanılamaz hale getiren siyanürle altın arama ve diğer maden aramaları derhal yasaklanmalıdır. Tarım alanlarının sanayi, yerleşim vb. nedenlerle yok edilmesine olanak verilmemelidir. Tarım sektörü teşvik edilmeli, çiftçiler desteklenmeli, yerli tohum odaklı tarım geliştirilmeli. Akarsuların ve yeraltı sularının ticari amaçla tüketilmesine son verilmelidir. Göllerin ve denizlerin kirletilmesi ve hangi amaçla olursa olsun doldurulması engellenmelidir. Kömürlü termik santral yapılmasının önüne geçilmelidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir