30 Haziran 2021 günü düzenlenmek istenen ancak izin verilmeyerek polis şiddetiyle engellenen Onur Yürüyüşü nedeniyle açılan davanın ilk duruşmasına dair izleme raporumuz.
_____________________________________________________
2021 ESKİŞEHİR ONUR YÜRÜYÜŞÜ DURUŞMA İZLEME RAPORU
DOSYA NO: 2021/1917 Esas
DURUŞMA TARİHİ / SAATİ: 07.03.2022 / 13.35-16.15
CELSE NO: 1
MAHKEME: Eskişehir 8. Asliye Ceza Mahkemesi
MAHKEME HEYETİ: Hâkim: Fatih Sevinç / 165940, Cumhuriyet Savcısı: Salih Uçar / 42132, Kâtip: Neslihan Dere / 239133
SANIK AVUKATLARI:
Hüseyin Akçar, Ceren Koçak, Fatma Girgin, Şahap Arpacı, Hasan Çayır, Pınar Çelik Arpacı, Çiğdem Kolot, Funda Güney, Özgür Erhun, Duysu Özaydın, Mert Yedek, Aykut Tayyar Altınok,
NE OLMUŞTU?
30 Haziran 2021 Çarşamba günü Eskişehir’de ilk kez LGBTİ+’lar “Onur Yürüyüşü” ve basın açıklaması yapmak ister. Yürüyüş için önceden belirlenmiş bir toplanma yeri yoktur. Buna rağmen 17.30-18.00 saatleri arasında bir grup İstiklal Mahallesi Adalar Sokak’ta bulunan Uçurtma Kitap Kafe önünde toplanır. Burada toplanan grup pankartları ile Uçurtma Kitap Kafe önünden yaklaşık 200 metre yürüyerek Adalar/Porsuk Bulvarına ulaşmayı ve 18.30’da yapılacak basın açıklamasına katılmayı hedeflemiştir. İlk toplanma ile birlikte polis orantısız şiddet kullanarak orada bulunanları gözaltına alır. Polis aynı zaman diliminde Adalar / Porsuk, Kanatlı AVM çevresinde LGBTİ+ veya destekçisi olduğundan şüphelendiklerini de orantısız şiddet kullanarak gözaltına alır. Gözaltılar nedeniyle yürüyüş ve basın açıklaması yapılamaz. Gözaltına alınanlara polis “Valilik yasağını” gerekçe gösterir. Eskişehir Valilik sitesinde toplanma bölgesi ve civarı için herhangi bir yasaklama kararı 30 Haziran ve öncesi yer almamıştır.
1. DURUŞMA ÖNCESİ GÖZLEMLER
Basın Açıklaması: Duruşma öncesinde Eskişehir Adalet Sarayı B kapısı önünde bir araya gelen LGBTİ+ sanıklar ve destek verenlerden oluşan bir grup ellerinde dövizler ve soruşturma safhasında ilgili kamu görevlileri tarafından “yasadışı örgüt” sembolü sayılan “gökkuşağı” flaması olduğu halde basın açıklaması yaptı. Yaklaşık 20 kadar Güvenlik Şube sivil polisi açıklamayı izledi, hiçbir müdahalede bulunmadı. Grup adına yapılan kısa açıklamada gözaltı, gözaltı sonrası yaşanan gelişmeler ve değerlendirmeler şöyle ifade edildi:
“Bizler 30 Haziran’da Eskişehir’de gerçekleştirdiğimiz ilk Onur Yürüyüşünde gözaltına alınan lubunyalarız. Valiliğin bir gece yarısı yürüyüşümüzü yasaklamış olduğunu, gözaltına alındığımızda Eskişehir Emniyeti’nde görmüş olduk. Valilik sitesinde duyurulması gereken ama tenezzül edilmeyip halka duyurulmayan bir yasaklama sebebiyle gözaltına alındığımız söyleniyor.
En haklı günümüzde sokakta olmak istediğimiz için okullarımızdan uzaklaştırma aldık, KYK yurtlarından atıldık, burslarımız kesildi, son olarak da hakkımızda dava açıldı.
Şimdi erkek yargı, heteronormatif yasalar en temel hakkımız olan eylem hakkımızı gasp edip bizi yargılamak istiyor. Biz LGBTİ+’lar yaşama hakkımızı, onurumuzu, sokaklarda görünürlüğümüzü her koşulda savunacağız.
LGBTİ+fobik devletin bir gecede çıkarıp kamuoyuna duyurmadığı bu yasağı tanımadık, tanımıyoruz. Bizlerin hayatını yok sayanlara karşı mücadelemiz sürecek. Bizim her yürüyüşümüz onur yürüyüşü. Bu daha başlangıç. Her Haziran’da Eskişehir’de ve tüm dünyada sokaklarda LGBTİ+’lar yok sayılan yaşamları için, onurları için, eşitlik ve özgürlük için yürüyecek. “
Duruşma Öncesi: Mahkeme salonu kapısı etrafında sivil kıyafetli çoğunluğu erkek olmak üzere yaklaşık 20 kadar Güvenlik Şube polisleri bulunmaktaydı. Polislerden bazıları uzaktan LGBTİ+ sanıklara alaylı şekilde bakıyordu. Koridorda sanıklar, izlemek amacıyla gelenler ve polisler arasında sözlü veya fiziksel bir temas yaşanmadı. Duruşma salonuna alınma sırasında görevli kapıdan sanıklara seslendi, bu arada “salon dar, hâkim herkesin alınmayacağını söyledi” dedi. İtiraz üzerine içeri girdi ve beraberinde herhangi bir engelleme olmaksızın duruşma için gelen herkes salona alındı.
Duruşma Salonu: Salonda 14 sanık hazır bulundu, iki sanık gelmedi. Duruşmayı Kaos GL Derneği, Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği, Yaşam Bellek Özgürlük Derneği ve Halkevleri temsilcileri ile sanık yakınları ve sanık arkadaşlarından oluşan yaklaşık 25 kişi izledi. Salon mevcut katılım için yeterliydi.
2. SAVUNMA SÜRECİNE İLİŞKİN GÖZLEMLER
Katılma Talebi: Sanıkların kimlik tespitlerinin tamamlanması sonrasında Eskişehir Barosu Ayrımcılıkla Mücadele Komisyonu Başkanı ve Baro Yönetim Kurulu Üyesi Av. Hüseyin Akçar, “Eskişehir Valiliği İl Emniyet Müdürlüğünün sırf bir gruba karşı çıkarmış olduğu kararın ayrımcılık olduğu ortadadır. Karar, hukuka aykırıdır. Biz Eskişehir Barosu olarak bu davanın takipçisiyiz” diyerek “Eskişehir Barosu Ayrımcılıkla Mücadele Komisyonu” adına katılma talebinde bulundu. Hâkim, avukatın sözünü keserek “sanıkların ifadelerinin ardından talebi değerlendireceğim” dedi.
Suç İsnadı: İddianamede sevk maddesi 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasasının 33 1/b maddesi olmakla birlikte; aynı yasanın 32. maddesi için de (duruşma zaptında 32/1 madde ifadesi geçmekle birlikte 32. Maddenin tümü ile ilgili savunma istenmiştir) ek savunma istendi. İlgili yasa maddeleri, yasa içeriğinde şöyle yer almıştır:
33 1/b “Yasadışı örgüt ve topluluklara ait amblem ve işaret taşıyarak veya bu işaret ve amblemleri üzerinde bulunduran üniformayı andırır giysiler giyerek katılanlar ile kanunların suç saydığı nitelik taşıyan afiş, pankart, döviz, resim, levha, araç ve gereçler taşıyarak veya bu nitelikte sloganlar söyleyerek veya ses cihazları ile yayınlayarak katılanlar altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar.”
32 “Kanuna aykırı toplantı veya gösteri yürüyüşlerine katılanlar, ihtara ve zor kullanmayarağmen dağılmamakta ısrar ederlerse, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçu, toplantı ve gösteri yürüyüşünü tertip edenlerin işlemesi halinde, bu fıkra hükmüne göre verilecek ceza yarı oranında artırılarak hükmolunur.
İhtara ve zor kullanmaya rağmen kolluk görevlilerine karşı cebir veya tehdit kullanılarak direnilmesi halinde, ayrıca 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 265 inci maddesinde tanımlanan suçtan dolayı da cezaya hükmolunur.
23 üncü maddede yazılı hallerden biri gerçekleşmeden veya 24 üncü madde hükmü yerine getirilmeden yetki sınırı aşılarak toplantı veya gösteri yürüyüşlerinin dağıtılması halinde, yukarıdaki fıkralarda yazılı fiilleri işleyenlere verilecek cezalar, dörtte bire kadar indirilerek uygulanabileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.”
Sanık Savunmaları: Sanıkların tamamı savunmalarında polisin dağılın uyarısı yapmadığını, böyle bir uyarıyı duymadığını; gözaltı sırasında polise direnmediğini; polisin sert davrandığını, atılı suçu kabul etmediğini ifade etti. Bazı sanık savunmalarında geçen gözaltı uygulamasına ilişkin ifadeler şöyledir: (İfadeler isimler gizlenerek aynen alıntılanmıştır.)
“Olay tarihinde Adalar civarında dolaşıyordum, bir kalabalık gördüm, ne olduğunu merak ettim, kalabalığın yanına gittim, polis bana “LGBTİ’yi destekliyor musun” dedi, ben de “destekliyorum” dedim, bunun üzerine polis beni gözaltına aldı, ben grubun içerisinde değildim…”
“Olay tarihinde arkadaşım ile birlikte Palmiye Kafe’de oturuyorduk, Cancan Kafe’nin önünde kalabalık bir grup vardı, sesler geliyordu, kadın çığlıklarını da duyunca merak ettik, hatta çantalarımızı dahi Palmiye Kafe’de bıraktık, arkadaşım ile birlikte grubun olduğu yöne gittik, polis oradaki gruba sert şekilde müdahale ediyordu, hatta gruptaki bir kıza iyi olup olmadığını sorduk, o da iyi olduğunu söyledi, bu sırada polisler beni ve arkadaşım …’yı da gözaltına aldı, biz tesadüfen oradaydık…”
“Olay tarihinde arkadaşım … ile birlikte Palmiye Kafe’de oturuyorduk, bu sırada bir kadın çığlığı duyduk, çığlığın geldiği yöne baktık, bir grup vardı, polis bu gruba müdahale ediyordu, hatta yaşı küçük kıza sert şekilde müdahale ediyorlardı, ben polisi uyardım, bu şekilde müdahalede bulunmamasını istedim, bunun üzerine polis bizi de göz altına aldı…”
“Olay tarihinde kardeşim ile birlikte otelden dönüyorduk, Adalar bölgesinden geçiyorduk, Porsuk’un kenarında duruyorduk, birisi ayağıma bastı “burada duramazsın” dedi, ben de “neden” dedim, bunun üzerine ” alın şunu” dedi, beni yaka paça polis aracına bindirdiler, ben söz konusu grubun içerisinde değildim…”
“Adalar Uçurtma Kitap Kafe önünde toplandık, grup 15-20 kişiydi, toplanır toplanmaz, polis bize sert bir şekilde müdahalede bulundu, hukuksuz şekilde gözaltına alındım, biz grup olarak Adalar Migros önünde basın açıklaması yapacaktık, ancak polis buna izin vermedi, Anayasal hakkımız çiğnenerek orantısız şekilde güç kullanılıp gözaltına alındık…”
“… ben toplantıya fotoğraf ve görüntü çekmek için katılmıştım, grup kalabalık değildi, polis hiçbir şey demeden gruba sert şekilde şiddet uygulayarak müdahale etti, bunun üzerine grup dağıldı, daha sonra beni de polis göz altına aldı…”
“Uçurtma Kitapevinden arkadaşımı İsmet İnönü tramvay durağına bırakmak için Adalar bölgesinde yürüyordum, o gün bende şu an takmakta olduğum maske gibi renkli bir maske vardı ve mini şort giymiştim, bundan dolayı polis tarafından hiçbir şey söylenmeden hukuksuz şekilde gözaltına alındım, gözaltında alındığımda toplantı başlamamıştı…”
“Uçurtma Kitap Kafe’nin önünde 15-20 kişilik bir grup vardı, bir iki arkadaşımla bir pankart tutuyorduk, pankartta herhangi bir suç içeren şey yoktu, pankartta ” gökkuşağının altında sokakta direnişte” yazıyordu, saat 18:00 sıralarıydı, toplantı daha başlamamıştı, polis tarafından orantısız ve sert şekilde müdahalede bulunuldu…”
“…kuzenim … beni arayarak Kanatlı AVM önünde polisler tarafından gözaltına alındığını söyledi, bende bunun üzerine Kanatlı AVM önüne geldim, polislere kuzenimin niye gözaltına alındığını sordum, bana sert şekilde olumsuz cevap verdiler, bana herhangi bir şey söylemeyeceklerini, hesap vermek zorunda olmadıklarını söylediler, bende bunun üzerine ısrarcı oldum, beni saat 14:38’de Kanatlı AVM’nin önünden göz altına aldılar…”
“Uçurtma Kitap Kafe önünde bulunduğumuz sırada polis hiçbir şey demeden, uyarı yapmadan bizi şiddet uygulayarak gözaltına aldı, polise yönelik herhangi bir direnme teşkil edecek eylemim olmadığı gibi kafe önündekilerin de herhangi bir eylemi olmadı, polis bizi gözaltına aldığında daha toplantı başlamamıştı, Valiliğin yasaklama kararından gözaltına alındıktan sonra haberdar oldum, yasaklama kararı internet sitesinde yayınlanmamıştı, ayrıca polis aracında ve Emniyette de bize psikolojik şiddet uygulandı…”
Müdafi Avukat Beyanları: Tüm müdafi avukatlar müvekkillerinin savunmalarına iştirak ederek derhal beraat kararı verilmesini talep etmiştir. Müdafi avukatların bazı beyanları şöyledir: (Avukat beyanları isimler gizlenerek aynen alıntılanmıştır.)
“…kolluk tutanağında belirtildiği şekilde toplantı öncesi kollukla müzakerede bulunanlardan bir tanesiyim, kolluk daha toplantı başlamadan, toplantının çok öncesinde insanları, gençleri hukuk dışı şekilde gözaltına aldı, kimisini giyim kuşamlarından dolayı gözaltına aldı, olay tutanağı ve iddianame olayı gerçekleri ile örtüşmemektedir, toplantı başlamadan gözaltına alındıkları için polise yönelik herhangi bir eylemleri söz konusu değildir, hatta 10-12 kişilik avukat grubunu da gözaltına almaya kalktılar, Eskişehir Valiliğinin kararı hukuksuz bir karardır, ayrıca bu karar ilan edilmemiştir, müvekkil ve diğer sanıklar gözaltına alındıktan sonra bu karar müvekkile ve diğer sanıklara gösterilmiştir, ayrıca Mersin Valiliğinin aynı nitelikteki kararı Adana Bölge İdare Mahkemesi tarafından kaldırılmış, bu haliyle kararın usulsüz olduğu anlaşılmıştır…”
“…Valilik kararı tebliğ edilmemiştir, bu karar Anayasaya aykırı, ayrımcılık içermektedir, dolayısıyla Anayasa ile güvence altına alınan ayrımcılık yasağına aykırılık teşkil etmektedir, Eskişehir Valiliği ve kolluk ayrımcılık suçu işlemiştir, kolluk güvenlik hizmetini yerine getirememiş, toplantıya katılanların güvenliğini sağlayamamıştır, katılımcılara şiddet uygulamıştır, Valilik kararı ile bireylerin hak kullanımı engellemiştir…”
“Anayasanın 90/5 Maddesi gereğince kanun hükmünde olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Uluslararası Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi hükümlerine aykırı şekilde alınmış Valilik kararı usulsüzdür, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin temel hak ve hürriyetlerin ihlali konusunda Türkiye aleyhine vermiş olduğu çok sayıda karar mevcuttur, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi HANDYSIDE kararında da belirtildiği gibi sadece hoşa giden düşünceleri değil devleti veya toplumun herhangi bir kesimini inciten, şoke eden veya rahatsız eden görüntüler için de geçerlidir, bu bağlamda Valiliğin kararı temel hak ve hürriyetler kapsamında yasaklayıcı bir karardır, bu karar nedeniyle müvekkillerin temel hakları engellenmiştir…”
“…iddianamede gösterilen sevk maddesi ile mahkemeniz tarafından verilen ek savunmaya ilişkin maddenin altı boştur, hiçbir hukuki dayanağı yoktur, sanıkların en temel hakkı olan gösteri ve kendilerini ifade etme hakları kolluk tarafından haksız şekilde ellerinden alınmıştır, iddianamede sanıklar hakkında 2911 Sayılı Yasanın 33/1 maddesi gereğince dava açılmıştır, iddianamede suç örgütüne ait olduğu kabul edilen gökkuşağı bayrağı ve filamaları ile duruşma öncesi Adliye önünde basın açıklaması yapılmıştır, ancak herhangi bir engelleme ile karşılaşılmamıştır, iddianame kapsamında gökkuşağı bayrağı ve filaması terör örgütü simgesi ise Adliye önündeki eylemde aynı şekilde değerlendirilmesi gerekir, bu da iddianamenin altının boş olduğunu göstermektedir, müvekkiller ve diğer sanıkların üzerlerine atılı suçun yasal unsurları oluşmamıştır, bu nedenle derhal beraat kararı verilmesini talep ederiz, ayrıca 2911 Sayılı Yasaya muhalefete teşebbüs olmaz…”
“Eskişehir 2. Çocuk Mahkemesinin 2021/620 Esas, 2022/68 Karar sayılı ilamıyla aynı eyleme katıldığı iddia edilen ve aynı sevk maddesi ile cezalandırılması istenilen SSÇ’ler hakkında beraat kararı verilmiştir, iddianame dayanaktan yoksundur, ne yasa dışı örgüt vardır, ne de yasak dışı bayrak söz konusudur, Valilik kararı Anayasaya aykırıdır…”
Mahkeme Heyetinin Tutumu: Hakim sanık ifadeleri sırasında bazı sanıkların savunmalarını sınırlandırması için uyarıda bulundu. Avukatların yer yer sözünü kesti. Bir sanığın yazılı savunmasını okumasına müdahale etti. Yazılı savunmasını vermesini söyledi. Sanık ısrarcı davranarak okumaya devam etti. Duruşma sırasında birisi karardan hemen önce olmak üzere hakim ve savcı aralarında iki kez fısıltı halinde konuştu. Hakimin arka sol tarafındaki kapıdan iki kez bazı kişiler mahkeme salonuna boynunu uzatarak hakimle kısa görüşmeler yaptı. Bunlardan birisi kararlarda belirtildiği gibi sanıkların fotoğrafını çeken kişiydi.
3. KARARLAR:
Duruşmaya katılmayan sanıklar … ve …’ın savunmalarının alınması için CMK’nın 199 maddesi gereğince yakalama emri düzenlenmesine, sanıklar hakkında 2911 Sayılı Yasanın 32/1 maddesinin uygulanma ihtimaline binaen ek savunma hakkı verilmesine,
Sanıkların teşhise elverişli fotoğraflarının aldırılmasına, fotoğraflar aldırıldıktan sonra dosyadaki görüntülerin çözümlenmesinin bilirkişi vasıtasıyla yaptırılmasına,
Eskişehir Barosu Yönetim Kurulu üyesi, Baro bünyesinde kurulan Ayrımcılıkla Mücadele Komisyonu Başkanı Av. Hüseyin Akçar’ın komisyon adına katılma talebinin gelecek celse değerlendirilmesine,
Duruşmanın 26/04/2022 günü saat 11:30 bırakılmasına karar verildi.
RAPORU HAZIRLAYAN:
YAŞAM BELLEK ÖZGÜRLÜK DERNEĞİ
İNSAN HAKLARI İZLEME GRUBU